© Tanık Haber

Eczacılık eğitiminde reform gerekli

YOĞUNLUK NEDENİYLE HEKİMLERİN DESTEĞE İHTİYACI OLDUĞUNU İFADE EDEN PROF. DR. URAS, GEÇMİŞTE İLAÇ YAPIMI ODAKLI OLAN ECZACILIK MESLEĞİNİN, GÜNÜMÜZDE TIBBİ TEDAVİ SÜREÇLERİNDE HEKİMLERLE BİRLİKTE ÇALIŞAN VE HALK SAĞLIĞINI DOĞRUDAN ETKİLEYEN BİR ROL ÜSTLENMESİ GEREKTİĞİNE VURGU YAPTI.

Yoğunluk nedeniyle hekimlerin desteğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Uras, geçmişte ilaç yapımı odaklı olan eczacılık mesleğinin, günümüzde tıbbi tedavi süreçlerinde hekimlerle birlikte çalışan ve halk sağlığını doğrudan etkileyen bir rol üstlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.


Geçmişte ilaç yapımı odaklı olan eczacılık mesleğinin, günümüzde tıbbi tedavi süreçlerinde hekimlerle birlikte çalışan ve halk sağlığını doğrudan etkileyen bir rol üstlenmesi gerektiğini belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikriye Uras, eczacılık mesleğindeki değişim ve eğitim reformunun önemli olduğunu vurgulayarak, günümüzde, ilaç çeşitliliği hızla artarken, tıbbi hatalar ve ilaçların yanlış kullanımı gibi sorunların ortaya çıktığını belirtti.



“Eczacılar ilaç veren kişi olmaktan çıkmalı”


Teknolojik gelişmeler ve ilaç çeşitliliğinin artmasıyla birlikte, doğru ilacın doğru zamanda ve doğru dozda verilmesi gerekliliğinin ön plana çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Uras, “Bu süreçte eczacılar hekimlerle entegre çalışarak hastalar için daha etkin çözümler sunmalı. Geçmişte eczacılık mesleği, ilaç yapımına odaklanarak icra edilmekteydi. Ancak, gelişmiş ülkelerde eczacılar, sadece ilaç veren kişi olmaktan çıkıp, ilaçla tedavide hekimlerle bir ekip olarak çalışmaya başlamıştır. Bu değişim, halk sağlığı açısından daha yararlı hizmetler sunulmasını sağlamış; eczacılar, ilaç kullanımı, hasta bakımı ve sağlıklı yaşam konularında danışman ve sorumlu olmuştur. Yaklaşık 40 yıl önce başlayan bu değişim, ilaçların sanayide üretilmeye başlanması ve eczanelerde kişiye özel ilaç yapım döneminin sona ermesiyle tetiklendi” dedi.


Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa ve diğer gelişmiş ülkelerin eczacılık eğitimini 6 yıla çıkartarak "PharmD" programlarını başlatmalarını örnek gösteren Prof. Dr. Uras, Türkiye’de de 2005 yılında eczacılık eğitiminin 5 yıla çıkarıldığını ancak hasta odaklı eğitime geçişin tam olarak sağlanamadığını belirterek, bu süreçte akademisyenlerin uluslararası deneyimlerden faydalanması gerekliliğin önemine vurgu yaptı.


“Eğitim reformu yapılmalı”


WHO, UNESCO ve FIP’nin belirlediği eczacılık eğitiminde yeni vizyon ve hedefler açıklanmış, bu hedefler doğrultusunda, eczacıların tıbbi biyokimya ve mikrobiyoloji gibi alanlarda daha fazla bilgi sahibi olmaları ve hastanelerde tecrübe kazanmalarının öneminin vurgulandığını belirten Prof. Dr. Uras, “Eğitim reformunda başarı sağlamak için, sadece eğitim içeriğini değiştirmek yeterli değildir; akademisyenlerin geliştirilmesi de gerekmektedir. Bu amaçla, akademisyen değişim programlarıyla, tecrübeli ülkelerle bilgi ve deneyim paylaşımı yapılmalıdır. Türkiye için de böyle bir hareketin başlatılması büyük önem taşımaktadır” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER