DEPREMZEDENİN YARDIM ÇIĞLIĞI
GENELHatay’daki depremde 2 evladını kaybeden ve kendisi yaralı kurtulan Şükrü Kurt, kalan tek çocuğu ve kanser hastası eşine bakabilmek için iş istiyor. Daha iyi şartlarda yaşayacakları bir ev hayali kuran Baba Kurt, “Elimin bu haline gören iş vermiyor. Ama benim yapamayacağım iş yok” dedi.
RAZİYE ERDEN/ ÖZEL HABER
"Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen depremlerde en çok hasar gören iller arasında bulunan Hatay'da yıkılan binanın altında kalan akrabalarının yardımı ile çıkartılan 5 kişilik Kurt ailesinden geriye 3 kişi kaldı. Yaşadıklarını hafızalarından silemeyen Kurt ailesi, deprem gününü ve sonrasındaki zorlu hayat mücadelelerini gözyaşları içerisinde gazetemize anlattı. Depremden sonra Mersin’in Yenişehir ilçesine bağlı Kocavilayet Mahallesi’nde harabe halindeki 2 göz odaya bir yakınları vasıtasıyla yerleşen Kurt Ailesi adeta yaşam mücadelesi veriyor. Büyük kızları Elif Kurt (14) ve en küçük çocukları Yunus Emre’yi (7) depremde enkaz altında kalarak kaybeden Kurt ailesinden sadece geriye mutlu bir fotoğraf karesi kaldı. Hatıralarla teselli bulduklarını anlatan anne ve baba hayatta kalan oğulları Tahir Mehmet’e (11) iyi bir gelecek sunmak istediklerini aktardı.
“İKİ ÇOCUĞUMU DA ENKAZIN ALTINDA KAYBETTİM”
Deprem zamanı yaşadıklarını kaydeden Baba Şükrü Kurt (45), “Sabah saat 4 gibi gürültü ile uyandık. Çok sallandık. Küçük olanı kucağıma aldım. Diğer çocuklarda önüm sıra dışarıya çıktı. Merdivenlerden dışarı çıkamadık. Saatlerce enkazın altında kaldık. 7-8 saat sürdü sanırım. En sonunda kardeşlerim geldi, beni çıkardı. İki çocuğumu da enkazın altında kaybettim. Kucağımda olan bayağı can çekişti. Kucağımda ölüme teslim oldu. Allah kimseye yaşatmasın, çok zor” dedi.
“YAPAMAYACAĞIM İŞ YOK, KAPICILIK YAPARIM”
Depremden yaralı çıkarılan baba Kurt, Mersin Şehir Hastanesi’nde uzun süre tedavi gördüğünü ve iyi olduktan sonra parmağında kalan ağır hasardan dolayı iş verilmediği öne sürdü. Kurt, “Depremden sonra beni gemi ile Mersin’e getirdiler. 4- 5 defa ameliyat oldum. Küçük çocuğumu enkazın altından çıkarmak için uğraşırken elimden ağır yaralandım. Vücudumdan doku alınıp eklendi. Ama bu halimi gören iş vermiyor. En basiti kapıcılık, adam diyor ki; ‘bu elinle olmaz, yapamazsın.’ Yardım falan istemiyorum. Kalacak bir yer ve iş istiyorum. Canımız sağ, çok şükür. Yapamayacağım iş yok, kapıcılık yapabilirim. En azından evimiz olmuş olur” diye konuştu.
“VİLLASI OLANDA OLMAYAN DA BU DURUMA DÜŞTÜ”
Şuan ki yaşam koşullarının iyi olmadığını ifade eden Kurt, depremden sonra eşinin göğüs kanseri olduğunu ve şuan kaldıkları evin onun sağlık koşullarına uymadığını söyledi. Yardımseverlerden iş ve barınma isteyen Kurt, “Hastane sürecinde eşim ve oğlum kuzenimde kaldı. Hastaneden çıktıktan sonra da burada bir inşaat konteyner vardı, orada kaldık. Daha sonra sahibine lazım olunca istedi. Bizim bir akraba şuan ki oturduğumuz yeri yıllık kiraladı. ‘Yılın dolana kadar otur’ dedi. Tabi yılımız dolunca ne yaparız, bilmiyorum. Allah kimseyi düşürmesin. Mecburen, bu şartlarda yaşamaya çalışıyoruz. Villası olanda, olmayan da bu duruma düştü. Zor bir dönemden geçiyoruz. Gelirimiz yok, eş dost yardımları ile geçinmeye çalışıyoruz. Eşimde kanser hastası. Depremden sonra oldu. Onun tedavisi benim kontrollerim var. Şehir hastanesi uzak, gidip gelmekte zorlanıyoruz. Eşim hastalığı dolayısıyla bu evde kalmaması lazım. Ama mecburiyetten kalıyoruz” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIMI BEN DEFNETTİM”
Depremde iki evladını da kendi elleri ile defnettiğini belirten acılı anne Gidaf Kurt (45), yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Depremde çocuklarımı kaybettim. Eşimi enkazdan yaralı çıkardılar. Çocuklarımı ben defnettim. Enkazda anlık kaldım. Duvar üstüme düştü. Sol kolum iki ay mosmor kaldı. İş yapamadım kolumdan dolayı. Hastanede eşime baktım. Eşimin kuzeni yardımcı oldu, çocuğumuza baktı. Hatay’a gidip gelecek durumumuz yok. Rahatsızlığım nedeni ile Mersin’de kalmak zorundayım. Zaten Hatay diye bir şehir kalmadı, bitti orası. Depremden sonra kanser olduğum ortaya çıktı. Onun dışında bir rahatsızlığım daha var. Zehirli guatr. Onun içinde ilaç kullanıyorum. Tedavim bitince ameliyat olacağım. Göğsüm alınacak. Sonrasında guatrdan ameliyat olacağım. Allah kimseye bu durumu yaşatmasın. Evlat acısı zor. Kızım 14 yaşındaydı, lise 3 gidecekti bu sene; oğlum 2. Sınıfa gidecekti. Yavrum, birinci karneyi aldı, ikincisini alamadı. Babasının kucağında vefat etti. İki çocuğumu kaybettim, tek evladım kaldı, amacımız onu iyi şekilde yaşatmak.”
İlginizi Çekebilir