© Tanık Haber

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Vatandaş Diplomat Projesi’ni anlattı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Biz, kamu diplomasisi faaliyetlerimizle, bölgesel ve küresel nitelikteki birçok sorun ve meydan okumaya karşı, oynadığımız “istikrarlaştırıcı rolün” bir tamamlayıcısı olmayı hedefliyoruz. Sadece geride bıraktığımız 10 yılı masaya yatırdığımızda bu durumun çok somut örneklerini görebiliriz” dedi.


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ‘ Vatandaş Diplomat Projesi’ Tanıtım programında konuştu.


Vatandaş diplomat projesinin esas itibariyle bir kamu diplomasisi projesi olduğunu belirten Fahrettin Altun, projenin aslında yeni nesil bir kamu diplomasisi projesi de olduğunu söyledi.


Altun, Kamu diplomasisinin, devletlerarası iletişimin toplumlararası iletişim için yeterli olmadığının keşfedilmesi ve devletlerin farklı ülke halklarıyla iletişim kurma ihtiyacı içine girmesi ile birlikte tarih sahnesine çıktığını belirterek," Kamu diplomasisi bu yönüyle analog iletişim düzeni içinde varlık bulup çerçeveleşti. Birçok ülke gazeteden dergiye, radyodan televizyona analog kitle iletişim araçlarının oluşturduğu medya eko-sistemi içinde kamu diplomasisi faaliyetlerini yürütmüştür. Bu dönemler, uluslararası alanda örtülü ya da açık sivil toplum kuruluşlarının da etkili olduğu ve kamu diplomasisi faaliyetlerinde aktif rol aldığı dönemler oldu” dedi.


Küreselleşme süreciyle birlikte insan, fikir ve meta hareketliliğinin yoğunlaşmaya başladığını, bu süreçte toplumlararası iletişim akışlarında bireyden bireye etkileşimin, merkezî bir unsura dönüştüğünü aktaran Fahrettin Altun,” Yeni iletişim teknolojileri ve dijital medya eko-sistemiyle birlikte bireyden bireye iletişim, farklı ülke vatandaşları arasında etkileşim, küresel düzlemde, toplumlararası ilişkilerde etkin bir aktör halini aldı. Bütün bunlara, uluslararası düzenin karşı karşıya kaldığı sistem krizleri de eklenince devletlerarası iletişim pratikleri, tarafların neredeyse tek yönlü mesaj ilettikleri, çoğu zaman hiyerarşik şekilde işleyen ve ciddi güven bunalımlarıyla malul süreçlere dönüştü” diye konuştu.



"Vatandaş diplomasisi etkili ve stratejik bir araçtır"


Böylesi bir ortamda vatandaş diplomasisinin etkin ve yeni nesil bir kamu diplomasisi alanı olarak ortaya çıktığını ifade eden Altun,” Biz, Türkiye olarak bir yandan sayın Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği gayretlerle uluslararası sistem krizlerinin çözümüne katkı sunmaya çalışırken, öte yandan bu yeni nesil kamu diplomasisi projesiyle ülkemizin gücünü, birikimini, zenginliklerini, geçmişini, bütün dünyaya duyurmak istiyoruz. Vatandaş diplomasisi “bireyden bireye kamu diplomasisi” anlayışının bir örneği olarak; Hedef kamuoyu ile doğrudan iletişim ve empati kurma, farklı ülke halkları arasında uzun vadeli ilişki geliştirme, kültürel alışverişi ve işbirliklerini teşvik etme, ülke tanıtımını sivil, gündelik hayatın içinde kalarak olumlu imajlar inşa edecek şekilde sürdürme noktalarında etkili ve stratejik bir araçtır. Vatandaş diplomasisi sürecinde; sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları, üniversiteler başta olmak üzere eğitim kurumları, kanaat önderleri, akademisyenler, bilim insanları, sanatçılar, medya kurumları, özel şirketler ve daha birçok aktör birer kültür elçisi olma, vatandaş diplomasisine katkı sunma potansiyeli taşımaktadır. Bizler vatandaş diplomasisi alanını önemsiyor, sahip olduğumuz potansiyelden azami ölçüde istifade etmek ve bu alanda ülkemizde bir farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu nedenle de bu projeyi, Vatandaş Diplomat projesini hayata geçirmeye gayret sarf ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.


Vatandaş diplomasisi alanındaki potansiyeli gösteren güncel verileri paylaşan İletişim Başkanı Altun,” 2024 itibarıyla 300’e yakın noktada dünyanın en yaygın diplomatik ve konsüler temsilcilik ağına sahip ülkelerden biri Türkiye’dir. Öte yandan bugün 5.5 milyonu Avrupa ülkelerinde olmak üzere yaklaşık 6.5 milyonu aşkın vatandaşımız yurt dışında yaşamaktadır. Bu sayı, Türkiye’ye kesin dönüş yapan 3 milyon vatandaşımızla birlikte düşünüldüğünde ilk planda potansiyel olarak 9.5 milyonluk bir vatandaş diplomat ağına sahip olduğumuzu gösteriyor. Bunun yanı sıra eğitim, yardımlaşma ve kalkınma alanında faaliyet gösteren birçok gözbebeği kurumumuz ve sivil toplum kuruluşumuz bulunuyor. Ve elbette ülkemize gelen her bir misafirle etkileşen her bir vatandaşımız da yine vatandaş diplomasisinin birer aktörüdür, paydaşıdır” dedi.


Her bir vatandaşın kendi değerlerini, kültürünü ve Türkiye’nin imkan ve zenginliklerini dünya halklarına hakkıyla tanıtabileceğine, aktarabileceğine inandıklarını belirten Fahrettin Altun, ”Gerek insanımızın yurt dışına giderek, gerekse farklı ülke vatandaşlarının ülkemize gelerek yaşadığı her türlü karşılaşma bir yandan kültürel zenginlik sağlarken, diğer yandan ülkemizin potansiyelinin diğer halklar nezdinde tanınırlığını artırma imkanına sahiptir. Vatandaş Diplomat Projesi kapsamında biz İletişim Başkanlığı olarak öncelikle her bir vatandaşımızı, bilhassa da yurtdışında yaşayan veya sıklıkla yurtdışına seyahat eden vatandaşlarımızı birer gönül elçisi olarak görüyoruz. Bu amaçla, ülkemizin tarihinden temel dış politika tezlerine, sanayisinden turizmine, kültür-sanat hayatından eğitim imkanlarına kadar birçok alanda vatandaşlarımızı daha fazla bilgilendirmeye ve her bir vatandaşımızın aynı zamanda birer vatandaş diplomat olduğunu bilincini yaygınlaştırmaya çalışacağız. Yurt içinde ve yurt dışında yapacağımız buluşmalarla, en güncel verilerle donatacağımız yazılı ve görsel materyallerle vatandaşlarımızı kamu diplomasisi faaliyetlerinde etkin birer aktör haline getirmeye gayret edeceğiz” ifadelerini kullandı.


“Böylelikle hem kültürel etkileşimin sağlayacağı zenginlikten istifade edecek; hem de barışa, adalete ve hoşgörüye dayalı ilişkilerin geliştirilmesi noktasında tüm dünyaya örnek olacağız” diyen Fahrettin Altun,” Bugün tanıtım programı kapsamında kamuoyunun istifadesine sunduğumuz “Vatandaş Diplomat El Kitabımız” bu kapsamda, önemli bir referans kaynağı olacak. Bu çalışmalarımızın yanı sıra www.aboutturkiye.gov.tr dijital platformumuzu hayata geçirdiğimizi de buradan duyurmak istiyorum. Türkiye Markasını daha da güçlendirme yolunda hakikate dayalı bir iletişim ortamı ve sıhhatli bir enformasyon akışı sağlamak için platformumuz çok önemli fonksiyonlar icra edecek. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki “aboutturkiye” dijital platformumuz, paydaşlarla etkileşimi odağına alan tasarım yapısıyla dünyadaki benzer örneklerinden ayrılan öne çıkan bir yapıya sahip. Bu platform sayesinde; Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak isteyen ve içerik üreten paydaşlarımız, birçok alanda veriler ve görsel / yazılı içerikler sağlayabilecek. Türkiye’yi kendi gözünden anlatmak isteyen vatandaşlarımız ve ülkemize ilgi duyan diğer ülke vatandaşları, ürettikleri içeriklerle kamu diplomasisi çalışmalarımıza ortak olabilecek, İcracı kurumlarımız Türkiye Yüzyılı yolunda hayata geçirdikleri proje ve faaliyetlerinin tanıtımını anında bu platform gerçekleştirebilecek. Söz konusu kurumlarımız, “aboutturkiye” dijital platformumuza 178 farklı kategoride veri ve içerik girişi yapabilecek. Platformumuz ayrıca, Türkiye İletişim Modeli’miz kapsamında söylem birliğini sağlama noktasında, referans kaynaklarımızdan biri olacak” açıklamasını yaptı.



"Cumhurbaşkanımız kitabında daha adil bir dünyanın nasıl mümkün olacağına muhataplarına aktarıyor"


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha adil bir dünya mümkündür’ Kitabıyla Birleşmiş Milletler reformuna neden ihtiyaç olduğunu, bu reformun nasıl hayata geçirileceğini büyük bir netlik ve öngörüyle ortaya koyduğunu kaydeden Altun,” Cumhurbaşkanımız burada adaletsizliklere dikkat çekmekte daha adil bir dünyanın nasıl mümkün olacağını muhataplarına aktarmaktadır. Türkiye bir yandan bir adalet ve hakikat mücadelesi verirken diğer yandan küresel alandaki cari sömürge düzeninin doğrudan ve dolaylı saldırılarına maruz kalmaktadır. Biz elbette, ülkemizin uzun yıllardır maruz kaldığı kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerinin temelinde bir sömürü arzusu olduğunu biliyoruz. Ve devletimizin tüm imkan ve kabiliyetleriyle bu sömürü siyasetine karşı tam bağımsız, güçlü ve müreffeh bir Türkiye için mücadele verdiğini biliyoruz. Artık Batı’dan emir alan, kendi müstakil siyasetini, stratejisini oluşturamayan Türkiye yok. Türkiye bölgesinde etkin küresel meselelerde taraf bir ülkedir. Ne var ki, Batılı medya organları, sosyal medya şirketleri, sinema ve dizi endüstrisi Türkiye’ye karşı yürütülen yıpratma savaşının ajanları olarak faaliyet göstermeye devam ediyorlar. Fakat ne olursa olsun, hakikati çarpıtmaya, tahrif etmeye yönelik girişimlerine rağmen güneşin balçıkla sıvanamayacağını biz yine de tüm dünyaya gösteriyoruz” dedi.


Vatandaş diplomasisinin, doğru stratejilerle, hakikati ve adaleti merkeze alarak yapıldığında, dezenformasyonun yıkıcı faaliyetlerin vereceği zararın en aza inebileceğine ve bu kötücül girişimleri etkisiz hale gelebileceğine vurgu yapan Altun, ”Toplumlar arasında karşılıklı hoşgörü ve saygı ortamı kendisine daha geniş bir yer bulabilir. Farklı kültürel aidiyetleri olan bireyler arasında duygudaşlık gelişir. Farklı halklar arasında kurulan bağlar, hükümetler üzerinde olumlu anlamda baskı oluşturabilir. Bu durum iyi ilişkilerin sürdürülmesine ve birçok bölgesel/küresel nitelikteki soruna karşı barışçıl çözümlere zemin hazırlayabilir. Uluslararası alanda birer kördüğüm haline gelen birçok soruna, halklar arasındaki dayanışma ve işbirliğiyle çözüm aranabilir. Vatandaş Diplomasisi alanında karşımıza çıkan bu imkânlar, Türkiye Cumhuriyeti olarak benimsediğimiz kamu diplomasisi perspektifiyle de uyumlu bir görünüm arz etmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu alanda yürüttüğümüz faaliyetlerin özünde her zaman bölgesel ve küresel çapta barış ve adalete katkı yapmak en temel önceliğimizdir. Biz, kamu diplomasisi faaliyetlerimizle, bölgesel ve küresel nitelikteki birçok sorun ve meydan okumaya karşı, oynadığımız “istikrarlaştırıcı rolün” bir tamamlayıcısı olmayı hedefliyoruz. Sadece geride bıraktığımız 10 yılı masaya yatırdığımızda bu durumun çok somut örneklerini görebiliriz. Suriye iç savaşı, düzensiz göç sorunu, insani krizler, Pandemi, tedarik krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı, gıda krizi vs Bu, bölgesel ve küresel sorunların hemen hepsinde Türkiye, barış ve adaleti dış politika vizyonunun merkezinde tutarak sahip olduğu her türlü imkanı insanlığın hizmetine sunmaktan geri durmamıştır” diye konuştu.


Türkiye’nin bu tür sorun ve sınamalarda pozisyonunun çok net olduğunun altını çizen Altun, “Vatandaş diplomasisi bizim bu perspektifle ele aldığımız uygulamalardan birisi olacak. Bu alandaki çalışmalarımızla Türkiye’nin adaleti ve hakkaniyeti merkezine alan anlayışını tahkim edip küresel çapta yaygınlaştıracağız. Bu itibarla vatandaş diplomasisi çalışmalarının ülkemize önemli katkılar sunacağına inanıyorum” açıklamasını yaptı.


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Celile Eren Ökten de Vatandaş Diplomat Projesi ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER