Aydın’daki mahalle sanat okulu gibi çalışıyor
HABERDE İNSANBİRÇOK SAHİL KESİMİNİ GÜZELLEŞTİREN BAMBU, HASIR, KAMIŞ VE RATTAN GİBİ MALZEMELERDEN YAPILAN ÜRÜNLER AYDIN'IN EFELER İLÇESİNDEKİ ILICABAŞI MAHALLESİ'NDEKİ ROMANLARIN ELLERİNDE HAYAT BULUYOR. YILDA TONLARCA ÜRÜNÜN İŞLENDİĞİ VE GEÇİMİNİN YÜZDE 90'ININ BU İŞTEN KAZANDIĞI MAHALLEDE 7'DEN 70'E HERKES SİPARİŞLERİ YETİŞTİRMEK İÇİN HUMMALI BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIRKEN, MAHALLEDEKİ BU YAPI ADETA UFAK BİR SANAT OKULUNU ANDIRIYOR.
Birçok sahil kesimini güzelleştiren bambu, hasır, kamış ve rattan gibi malzemelerden yapılan ürünler Aydın’ın Efeler ilçesi Ilıcabaşı Mahallesi’ndeki Romanların ellerinde hayat buluyor. Yılda tonlarca ürünün işlendiği ve geçiminin yüzde 90’ını bu işten kazanan mahallede 7’den 70’e herkes siparişleri yetiştirmek için hummalı bir şekilde çalışırken, mahalle adeta sanat okulu gibi çalışıyor.
Aydın’ın Efeler ilçesine bağlı Ilıcabaşı Mahallesi, doğal malzemelerle üretilen ürünlerin özgün dokusunu ve estetiğini taşıyan el işçiliğiyle adını duyuruyor. Mahalle sakinleri, bambu, hasır, kamış ve rattan gibi doğal malzemeleri kullanarak birbirinden farklı el emeği ürünler ortaya koyuyor. Yılda tonlarca ürünün işlendiği Ilıcabaşı Mahallesi’nde Romanlar, geçimlerinin yüzde 90’ını bu el emeği ürünlerden sağlıyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren mahallede hareketlilik başlıyor ve 7’den 70’e herkes, siparişleri yetiştirmek için hummalı bir şekilde çalışıyor.
Ilıcabaşı Mahallesi’ndeki el işçiliği, sadece yerel değil aynı zamanda tüm Türkiye’de ilgi görüyor. Mahalle sakinleri, ürettikleri ürünleri kendi satış noktalarından sattıkları gibi turizm bölgeleri ağırlıklı olmak üzere tüm Türkiye’ye göndererek ticaret ağlarını genişletiyor. Ilıcabaşı Mahallesi’nde bambu ve hasır işleme geleneğinin yaşatılması, Romanların birikimlerini gelecek nesillere aktarma çabalarının bir göstergesi olarak ön plana çıkıyor.
Tamamen doğal ürünler
İşini severek yaptığını belirten Aysel Kemcen, "Burada çamaşırlık örüyoruz. Yapması zevkli, bizim içim zor değil, işimizi severek yapıyoruz. Bu ürünler turistik yerlere gidiyor. Sabah 9’dan akşam 5-6’ya kadar çalışıyoruz. Ortalama günde 2 tane sepet yapıyoruz" dedi.
Ürünlerin tamamen doğal olduğunu kaydeden Özkan Güllü ise, "Bu iş bizim el sanatımız ve yaşatmaya çalışıyoruz. Bu sepetler daha sağlıklı, daha güzel. Plastik ürünler gibi değil doğal ürün olduğu için kanserojen madde içermez. Görüntü olarak da daha hoş görüntülü ve kullanışlı. Yılın 12 ayı burada iş var. Dışarıdan biraz zor görünse de bizler çocukluğumuzdan beri bu işin içerisinde olduğumuz için basit geliyor" diye konuştu.
"Mahallede hemen hemen herkes bu işle uğraşıyor"
Mahallenin yüzde 90’ının sepetçilik ve bambuculuk işi yaparak geçimlerini sağladığını kaydeden Aydın Romanlar Derneği Federasyon Başkanı Abdül Aydeniz, "Ilıcabaşı Mahallesi’nde yaklaşık 800 hanede 3 bin kişi yaşıyor. Mahallenin yüzde 80-90’ına yakını sepetçilik ve bambuculuk işi ile geçimlerini sağlıyor. Yüzde 5 müzisyen, yüzde 5 de geri dönüşüm dediğimiz hurdacılık işi ile uğraşıyor. Türkiye’nin tüm sahil bölgelerine buradaki Roman vatandaşların kendi el emekleri ile ördüğü ürünlerin sevkiyatını gerçekleştiriyoruz. Burada sadece plaj şemsiyeleri değil, bambu dediğimiz gölgelik, kamelya ürünleri, abajurlar, çamaşır sepetleri gibi birçok yerde kullanılan el emeği göz nuru örgü ürünleri yapıyoruz. Ilıcabaşı Mahallesi sanki küçük bir sanat okuluymuş gibi burada çocuklarımız bir taraftan çalışırken, bir taraftan da yetişiyorlar. Çok şükür işlerimiz yoğun, siparişlerimiz var, onları yetiştirmeye çalışıyoruz. Bir usta günde bin TL gibi bir yevmiyeyi bu işten kazanabilir. Burada sepet 50 liraya da var, 500 liraya da var. Yani sepetine, küçüklük büyüklüğüne ve ustalığına göre fiyatlar değişiyor" ifadelerini kullandı.
İlginizi Çekebilir